top of page
Yazarın fotoğrafıSinan Diken

Ekip İçi İletişim ve Meslekler Arası Çatışma

Sosyal medyada yaşanan tartışmalar ve ülkemizdeki bazı bilimsel çalışmalardan [1][2][3] da net olarak görebildiğimiz üzere ülkemizde sağlık alanında meslekler arası çatışma sorunumuz mevcut ve giderek artmakta. Bu yazımızda yaşanan interdisipliner çalışmada ekip içi iletişimdeki sorunların kaynağından ve çözüm önerilerinden kısaca bahsedeceğiz.



İnterdisipliner Çalışmada Ekip İçi İletişim ve Yaşanan Sorunların Olası Kaynakları


Sağlık bir ekip işidir ve bu ekipte farklı mesleklerle multidisipliner çalışarak hastanın iyilik durumunun arttırılması ya da iyileştirilmesi hedeflenmektedir. Ancak farklı meslekler hakkında yeterli bilgi ve farkındalığın olmaması, multidisipliner çalışmayı aksatarak, sağlık hizmetlerini etkilemekte ve farklı meslek mensupları arasında çatışmalara neden olmaktadır. Sosyal medyaya dahi yansıyan farklı meslek mensuplarının, diğer farklı meslek mensuplarını hedef gösteren nefret içerikli paylaşımları, bu sorunun ne boyutlara ulaştığını göstermektedir. Ayrıca yaşanan sorunlar meslek imajını ve sağlık hizmetlerine güveni zedelemekte, ekibin çalışma motivasyonunu olumsuz etkilemekte ve hasta mağduriyeti açısından risk teşkil etmektedir.


Yaşanan ve yaşanacak bu sorunlarda bilmeliyiz ki sağlık ekibinin bir parçası olarak her birimiz ekip içindeki diğer meslek mensubunun görev sınırlarını bilmekle yükümlüyüz ve diğer mesleklerin farklı alanlarda uzmanlaşarak sağlık hizmeti kalitesini arttırmak için çalıştığının farkında olmalı ve tüm bu mesleklere olan saygımızı korumalıyız.


Ekip içi iletişimde yaşanan sorunların olası nedenlerini inceleyecek olursak; bu sorunların, iş kaynaklı nedenler (iş yükünün/iş yoğunluğunun/çalışma saatlerinin fazla olması), yönetimsel/yasal nedenler, bireysel nedenlerden (mesleki önyargılar/geçmiş deneyimler, iletişim sorunları, duygu yönetimi/ruhsal problemler vb) kaynaklandığını görmekteyiz.


1) İş Kaynaklı Nedenler


Yoğun iş ortamı, ekip üyelerinin birbirini anlamak için daha az zaman ayırmalarına neden olabilmektedir. Ekip üyelerinin birbirini anlamak için yeterince zaman ayırmaması veya çaba göstermemesi, yanlış anlaşılmaları arttırarak iletişim problemlerini arttırabilmekte ve işle ilgili hatalara (örneğin ilaç hataları) yol açabilmektedir. İş yoğunluğu sonucunda bireylerde duygusal gerginlik artmakta ve diğer kişilere karşı suçlayıcı tutum, çabuk öfkelenme, gereğinden fazla tepki göstermeyle karşılaşılmaktadır. Bu faktörler, yaşanan iletişim sorunları daha da derinleştirmektedir. Ayrıca yoğun iş ortamına sürekli maruz kalmak kişinin tükenmiş hissetmesine ve tahammül seviyesinin azalmasına neden olmaktadır. Sonucunda bireyin yalnız iş yaşamı değil, günlük yaşamı da olumsuz etkilenmektedir.

Çalışma saatlerinin fazla olması, yeterli dinlenme süresinin olmaması, hataları arttırmakta ve kişinin kendisine ve ailesine ayırdığı zamanın azalmasına, ruhsal ve fiziksel sağlığının bozulmasına neden olmaktadır. İş yoğunluğuyla benzer şekilde çalışma saatlerinin fazla olması da süreklilik arz ettiğinde sorunlar da kronikleşmektedir.


Çalışma saatlerinin fazla olması ve iş yoğunluğunun süreklilik göstermesi sorunlarının çözümünde büyük rol tahmin edileceği üzere yönetimin sorumluluğundadır. Yeterli dinlenme süreleri sağlanmadıkça, yeterli çalışan sayısıyla iş yoğunluğu adil ve insani koşullara uygun bir şekilde paylaştırılmadıkça, performans sistemi gibi çalışanın iş yükünü arttıran ve mesleki doyumunu ruhsal değil maddi olarak doyurmayı hedefleyen politikalar, iletişim sorunlarını, hataları ve hatta şiddet vakalarını ne yazık ki arttıracaktır.


2) Yönetimsel/Yasal Nedenler


Çalışan sayısındaki yetersizlik ve mağduriyete neden olabilecek sistemsel sorunlar (örneğin yetersiz çalışan sayısı nedeniyle veya hasta mağduriyetini önlemek amacıyla doktorun hemşire, hemşirenin doktorun görev tanımındaki işleri yapması), mevcut yasa ve yönetmeliklerde görev tanımında net olmayan alanların bulunması, adil olmayan ve mesleksel çatışmayı arttıracak üslup ve politikaların benimsenmesi, yönetimsel ve yasal nedenler arasında sayılabilecek nedenlerdir. Sosyal medyada yaşanan meslekler arası çatışmanın temel nedeninin başlıca yönetimsel/yasal nedenlerden kaynaklandığı görülmektedir.


Sorunların çözümünde, mesleklere ait görev tanımları belirsizlik içermemeli ve bu görev tanımlarının aşılmasına neden olunmasını gerektirecek sistemsel sorunlar ivedilikle belirlenmeli ve çözülmelidir. Ayrıca yönetim mesleksel çatışmayı arttıracak üslup ve politikalardan uzaklaşarak, her sağlık meslek grubunu dahil edecek adilane ve hakkaniyetli bir politika izlemelidir. Bireysel düzeyde bize düşen sorumluluklar ise yaşanacak hukuki sorunların farkında olarak görev tanımının dışına çıkmadan sistemsel sorunların bildirimlerini yaparak yasal boyutta çözümler aramaktır. Yaşanan sorunu diğer ekip üyelerine uygun bir dille ifade ederek, ekip bilinciyle adil bir tutum benimsenerek sorunun üstesinden gelinmeye çalışılması gerektiği unutulmamalıdır.


Not: Sistemsel ve yönetimsel nedenler belirtildiği gibi yönetim tarafından aşılacak sorunlar olsa da umutsuzluluğa kapılmamalı, bireysel olarak kendimizin de bu sorun üzerine düşünmemiz ve ekip bilincine sahip olarak uygun bir iletişim kurmamız, hukuki yollarla ilgili bilgimizi artırmamız, mesleki örgütlerden yardım almamız gerektiği unutulmamalıdır.


3) Bireysel Nedenler


Ruhsal ve duygusal sorunlar, kronik iletişim problemleri, geçmiş deneyimlere dayalı olumsuz mesleki önyargılar/diğer meslekler hakkında bilgi ve farkındalıkta eksiklik, interdisipliner çalışmada ekip içi iletişimi olumsuz etkileyen başlıca bireysel kaynaklı nedenlerdir. Ruhsal ve duygusal sorunlar konusunda danışmanlık hizmetini önermekten başka bir öneride bulunamasam da kronik iletişim problemleri ve geçmiş deneyimlere dayalı mesleki önyargılar/diğer meslekler hakkında bilgi ve farkındalıkta eksiklik konularından biraz bahsetmek istiyorum.


Önyargılar bilincimizin bizi tehlikelerden korumak için oluşturduğu bir savunma mekanizması olsa da büyük insan grupları üzerindeki genellemelere dayalı önyargılar, çoğu zaman yanıltıcıdır ve hem bize hem de genelleme yapılan grupla iletişim kanallarını kapatarak sorunların büyümesine neden olmaktadır. Özellikle sağlık ekibi içindeki herhangi bir meslek mensubunun diğer mesleğe karşı olumsuz önyargıya sahip olması ve nefret duyması oldukça tehlikelidir. Unutulmamalıdır ki hepimiz farklı görevleri üstlenmiş ve farklı alanlarda uzmanlaşarak, hastanın sağlık durumunun iyileşmesini hedefleyen profesyonelleriz. Hepimiz bir mesleğin ünvanını taşısak da özünde hepimiz insanız ve hepimiz farklı kişiliklere, farklı düşüncelere, farklı alışkanlıklara sahibiz. Meslek grubundaki bir ya da birkaç kişiyle yaşadığımız bir sorunu bu nedenle tüm mesleğe genellemek gerçekle uyuşmamaktadır. Meslekler arasında bazı sorunlar sık yaşanıyorsa bu meslekten ve meslek mensuplarından kaynaklı değil sistemsel nedenlerden kaynaklanan sorunlardır. Bu nedenle o mesleğe nefret beslemek ve bireysel hakaretlerde bulunmak bu sorunları çözmeyecek olup aksine sorunların büyümesine neden olacaktır. Başka bir meslek grubundaki kişi veya kişiler, hakaret yoluna başvurduysa bu size de hakaret yolunu meşru kılmamaktadır. Bir meslek mensubu olarak yaptığımız hakaret ve nefret içerikli paylaşımların mesleki önyargıları beslediğini ve nefreti körüklediğini unutmamalıyız. Bunun için hukuki yolla çözümler aramak daha faydalı bir tutum olacaktır. Sosyal medya üzerinde böyle bir durum yaşanıyorsa bilmeliyiz ki şikayet et butonu bu tür durumlar için orada bulunmaktadır.


Sahada yaşadığımız sorunlarda da tartışarak sorunu adeta bir gösteri haline getirmek tehlikelidir. Unutulmamalıdır ki özellikle hasta-hasta yakını önünde yapılan ekip içi tartışmalar yanlış anlaşılmaları körükleyerek sağlıkta şiddet olaylarını tetikleyebilmektedir. Yaşanan bu tür sorunlarda her ekip üyesinin ayrı amiri bulunduğu unutulmamalıdır. Başka meslek mensubuyla yaşadığımız bir sorun uygun iletişimle çözülmüyorsa uygun bir prosedürle o kişinin meslek grubunun amirine iletilebilir. Sorun çözülmediği ve tekrarlandığı durumda daha üst merci yollarına gidilebilir.


Son olarak bu konuda farkındalığımızı ve bilgimizi geliştirmek, yaşadığımız sorunlarda danışmanlık almak ve yardım almak için mesleki örgütler bulunduğunu unutmamamız gerekmektedir. Kendi mesleki örgütlerimize destek olmak ve bu örgütlerde rol almak, yönetimin meslekler arası çatışmalara yol açan politikalarına ve üslubuna karşı da yapabileceğimiz bireysel çözümlerden biridir. Mesleki önyargıları çözmek için önceki önerilerime ek olarak mesleğimizin görev tanımları dışına çıkmamalı, kendi işimizi en iyi şekilde yapmak için çaba göstermeli ve kendi mesleki bilgimizi geliştirerek disiplinimizdeki bilgi birikiminin artması için paylaşımcı olmalı ve sorunların çözülmesi için çalışmamız gerektiğini unutmamalıyız.


Kaynaklar:


[1] Özkaraca, R., & Abaan, S. (2009). Hekim ve hemşirelerin iş birliğine ilişkin tutumları ve birbirlerini profesyonellik açısından değerlendirmeleri. Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 17-18.


[2] Çakıcı, N. (2020). Hekim hemşire işbirliği ve iş doyumu arasındaki ilişki. Nevşehir Bilim ve Teknoloji Dergisi (2020), 9(2) 175-180.


[3] TERLEMEZ, B., ERDEM, İ., BÖRÜ, D. E., & ORCHARD, C. Meslekler Arası Ekip İş Birliğinin Değerlendirilmesi Ölçeğinin Türkçeye Uyarlanması: Geçerlilik ve Güvenilirlik Çalışması (T-AITCS-II). Journal of Organizational Behavior Review, 4(1), 91-111.


129 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page